İnanılmaz derecede hızlı değişen dünya da COVID-19 ile ilgili haberler, veriler ve kurallar da sürekli değişiyor ve gelişmeleri takip ederek bütün bilgileri ayrıştırmak zor bir durum haline geliyor. Ancak emin olunan tek şey bu sürecin eninde sonunda biteceğidir. Bundan dolayı pandemi sonrası dünyaya hazırlanmak da önem arz ediyor.
Şirketlerin pandemi sürecinde nasıl davrandığı, iletişim kurduğu önümüzdeki 10 yıl için markalarını tanımlayan bir kriter olacak görünüyor. Yani insanlar bugün harekete geçtiğini gördükleri markaları, yıllar sonra da hatırlayacak.
Markaların salgın sonrası için de bir plan yapması gerektiği için sektörde meydana gelen değişiklikleri entegre ederek yönetenler daha güçlü bir şekilde ortaya çıkacaktır. Müşterilerin bu yönde ilerlemelerine ve geleceğe bakmalarına yardımcı olacağı düşünülen pandemi sonrası dünyaya hazırlanmak için üç yol şunlardır:
1- Pandemi Sonrası Dünyaya Hazırlanmak için Görünür Olun
İnsanların şu anki beklentisi markaların görünür olması şeklindedir. Mindshare tarafından yapılan bir anket, Amerikalıların yüzde 71’inin markaların veya şirketlerin COVID-19’a karşı nasıl hareke geçtiğini duymak istediğini ortaya çıkardı. Google verileri bir kriz esnasında görünür kalan markaların daha hızlı ve daha güçlü toparlandığını ve pazar payını üç kat artırabileceğini gösteriyor.
Mindshare’ın anketi, insanların yüzde 65’inin markaların toplumu daha iyi hale getirmek için taahhüt vermesi gerektiğine inanıyor. Tüketicilerin yüzde 93’ü markaların öne çıkmasını ve yaşlılar, işsizler ve cephede çalışanlar gibi en savunmasız ve etkilenen topluluklara yardım etmesini istiyor. Markalar, amaçlarının ve toplumun acil ihtiyaçlarının kesişim noktasını belirleyerek başlayabilir ve çabalarını ortaya koymaya odaklanabilir. Böylece pandemi sonrası dünyaya hazırlanmak için görünür olunmalıdır.
2-Alakalı Olun
Dünyanın dört bir yanındaki farklı pazarlar ve endüstriler iş için yeniden açılmanın yollarını bulmaya odaklanarak hareket etmelidir. Devlet düzenlemelerini, tıp uzmanlarının tavsiyelerini, ortaya çıkan ihtiyaçları ve tüketici taleplerini en yakından takip edenler, hızlı ve faydalı yanıtlar vermek markaları en iyi şekilde konumlandıracaktır.
Markaların kriz sırasında besledikleri ilişkileri geliştirmeleri ve uzun vadede onları sürdürmenin yollarını bulmaları gerekiyor. Şirketler, marka konumlandırmalarının, amaçlarının, stratejilerinin ve hedeflerinin baskı altında nasıl performans gösterdiğini yansıtmalı ve değerlendirmelidir.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüketicilerin üçte birinden fazlasının normalde tercih etmeyecekleri markaları seçtiğini görülüyor. Ayrıca Amerikalıların yüzde 80’inin harekete geçen ve COVID-19’dan etkilenen topluluklara yardım eden bir markaya desteklemesi de muhtemel görünüyor. Üstelik bu yeni tercihlerin geçici olduğunu düşünmemekte faydalı bir durum olacaktır.
3- Pandemi Sonrası Dünyaya Hazırlanmak için Yıkıcı Olun
Sektörde değişiklikler yaşanması nedeniyle markaların şimdi harekete geçmesi ve yeni bir strateji veya yaratıcı yaklaşım denemesi için doğru zaman olduğu düşünülüyor. Markaların, bu eğilimleri ve karmaşıklıkları anlayan ve küresel ölçekte çözümler sunma yeteneğine sahip güvenilir ortaklara ihtiyacı var.
Belirsiz ama umutlu bir gelecek için şimdi plan yapmak, beklenmedik durumlar yaratmak, farklı senaryolar öngörmek ve her şey günden güne değiştikçe yanıt vermeye hazır olmak demektir. Şu an markaların yaratıcılığını ve işbirliğini benimseyerek yalnızca bugünü atlatmaya odaklanmayarak gelecek de düşünülmelidir.
