Yapay zekanın engelinin insanların önyargısı olduğu sonucuna ulaşıldı. Washington Üniversitesi, Mozilla Foundation ve Google’s Research ortak çalışmasıyla yayınlanan bir araştırmaya göre makine öğrenimi konusundaki en büyük eksikliğin de insanların önyargısı olduğu ortaya çıktı. Makine öğrenimi konusu her bilim insanı, mühendis, programcı ve teknoloji şirketinin peşinden koştuğu bir konudur. Ayrıca yapay zekâ yıllardır popüler kültür ve teknolojinin temelini oluşturuyor. Yapay zekanın daha iyi ve daha hızlı “öğrenmesine” yardımcı olabilecek makine öğrenimi veri tabanları geliştirmek de oldukça önemli bir hal alıyor.
Bing, 2019’un başlarında, arama motorlarının sıralama algoritmasının yaklaşık yüzde 90’ının makine öğrenimine dayandığını ortaya çıkardı. Yapay zekâ, tıp ve eczacılık alanlarında kendine özel bir niş oluşturdu ve hastalık tanımlama ve yanıt olarak birincil tedavi sunmak için kullanıldı. Apple gibi büyük teknoloji şirketleri bile geleceğe bakarken küçük yapay zekâ şirketlerini bünyelerine kattı. Çünkü yapay zekâ ve makine öğrenimi ilerlemenin yolu gibi görünüyor.
Yapay Zekanın Engeli Neden İnsanların Önyargısı?
Makine öğreniminin önünde epeyce engel vardır. Bununla birlikte, tartışılması gereken sınırlamalar teknik özelliklerden kaynaklı değil, sosyolojik özelliklerden kaynaklıdır. Makine öğrenimiyle ortaya çıkan pek çok sorun, bu görevler için veri tabanları oluşturmaya giden insan unsuruna kadar dayanıyor. Çalışmanın ortaya koyduğu şekilde, veri tabanları genellikle yasa dışı yollarla elde edilen bilgilerden oluşuyor. Yapay zekâ, çoğunlukla hangi bilgilerin oldukça elde edilebilir olduğunu ve hangilerinin olmadığını anlayamadığından, geliştiricilerin daha fazla bilgi daha iyi çalışma algoritmaları nedeniyle telif hakları ve kişisel sınırlar havada kaldı.
Makine öğrenimiyle ilgili bir diğer sorun ise azınlıklara ve marjinalleşmiş nüfuslara karşı önyargıları sürdürmek için kolayca yanıltılabilmesidir. Bu tür bir yapay zekanın arkasındaki geliştiriciler ve şirketler, yalnızca kendi teknik bilgi birikimlerine ve çevrimiçi olarak edinilen verilere (çoğunlukla nüfus çoğunluğunun bakış açılarını tasvir eden) güvenirken, öğrenme süreci, azınlıkların daha da zararına olacak şekilde vizyonda daha dar hale geliyor.
Yapay zekanın engeli insanların önyargısını aşarak bilimkurgu filmlerindeki gibi olması için kat etmesi gereken uzun bir yol var. Geliştiricilerin, ürünlerine beslenen bilgi kitaplıklarının yasal, tarafsız kaynaklardan seçilmesini sağlamak için ekstra adımlar atması gerekir. 2020’nin toplumların azınlıklarına karşı ne kadar nefret besleyebileceğini daha da ortaya çıkardığı düşünüldüğünde, tarafsızlık bir zorunluluk haline geliyor.
